28 Şub 2011

Hobi olsun diye bu sendikayı kurmadık…


Onlar, “hobi olsun, boş zamanları dolsun” diye bu işi yapmıyorlar. Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası’nı da bu amaçla kurmadılar. “Biz işçiyiz” diyorlar ve işçilikten doğan haklarının verilmesini istiyorlar.

Ev eksenli çalışma, özellikle küreselleşmeyle birlikte tüm dünyadan yaygınlaşan güvencesiz çalışma biçimi. Türkiye’de de on binlerce kadın, işçi-patron ilişkisine dâhil olduğunu bile bilmeden bu işi yapıyor. Ayrıca, “kadınlara kredi, iş imkânı” gibi kampanyalarla devlet, güvencesiz çalışma olan ev eksenli çalışmayı teşvik ediyor. Ancak, “ev hanımlığı”ndan işçilik bilincine yükselen kadınlar, uzunca bir süredir içinde bulundukları durumu değiştirmek için sendikal mücadele yürütüyor. Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası da bu mücadelenin ürünü.

Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası’nın kurucuları Gülsüm Coşkun ile Emel Sefa, ev eksenli çalışmayı ve sendikalarının kuruluş sürecini anlattı.

DÜZENLİ GELİRLERİ YOK

Gülsüm Coşkun ve Emel Sefa da yıllardır ev eksenli çalışıyorlar. Makarnadan bilgisayar montajına kadar her türlü işi yapıyorlar. Sürekli çalışıyorlar ancak ne düzenli bir gelirleri ne de güvenceleri var. Zaten onları da sendikal örgütlenmeye sevk eden de çalışma koşulları.

İkisinin verdiği bilgiye göre, ev eksenli çalışma, “fason, sipariş ve kendi hesabına çalışma” olmak üzere üç biçimde gerçekleşiyor. Kendi hesabına çalışmanın özü de aslında, sipariş alabilmek. Ev eksenli çalışan kadın, ürününü pazara çıkartır, onu satmaktan çok ürününü sergileyerek sipariş almaya çalışır.

GÖRÜNMEZ PATRONLAR VAR

Bu işte patronlar çok. Ama çoğu zaman görünmezler. Sipariş veren yan komşu da patron olabilir. Fason çalıştıran büyük bir tekstil şirketi ya da mağaza da.

Üretim aracını, örneğin dokuma tezgâhını patron getiriyor, evin bahçesine kuruyor. İpliği veriyor ve işçi kadın istenilen işi üretiyor. Sonra patron, tezgâhı alıp gidiyor. İşçi kadın, o tezgâhı başka bir işte kullanamıyor. Çalışma zamanını kendisi belirleyemiyor. Bazen aylarca iş gelmiyor, bazen de bir anda geliyor ve yapmak zorunda kalıyor. Kabul etmezse, bir daha o iş gelmez.

SENDİKA ÖNCESİNDE KOOPERATİFLER KURMUŞLAR
Gülsüm Coşkun ve Emel Sefa, 2008 yılında sendikalaşma kararı aldıklarını anlatıyorlar. Ancak, örgütlenme süreci 14 yıl öncesine kadar gidiyor. İlk olarak kooperatifler ya da dernekler şeklinde gelir örgütlenmesi esasına dayanan birliktelikler kurmuşlar. Asıl amaçları, hak örgütlenmesi olan sendikaları kurmakmış. Ancak öncesinde aracıları devreden çıkararak, kendileri kazanmaya çalışmışlar. Ancak olmamış. Bunun üzerine de 10 Kasım 2009 tarihinde Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası’nı (EV-EK-SEN) kuruyorlar.

DAVALIK OLDULAR

Sendikaları, Emekli Sen ve Genç Sen gibi davalık. Türkiye’de bir iş kolu olarak tanınmıyorlar ve örgütlenme hakları da yok. Ancak, onlar Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası mevzuatlara ve Anayasa’ya dayanarak sendikalarını kurdular. Dava süreci sürüyor.

Örgütlenme çalışması sırasında karşılarına çıkan engellerden biri, aslında işçi olan kadınların bunun farkında olmamaları. Kadınların kendilerini, “ev hanımı” olarak tanımlaması. Emel Sefa’nın anlattığına göre, ev hanımı değil işçi oldukları yönünde bilinç değişimi sağlandıktan sonra, kadınlar, sendikaya ‘evet’ diyorlar.

GERÇEK BİR SOSYAL GÜVENCE İSTİYORLAR

EV-EK- SEN bir yandan örgütlenme çalışmasını yürütürken diğer yandan da talepleri için mücadele ediyor. Onlar öncelikle, yaptıkları işin yasalarda tanınmasını ve sosyal güvence istiyorlar. “Hobi olsun” diye ev eksenli çalışmadıklarını ve zamanlarını geçirmek için de sendikayı kurmadıklarının altını çiziyorlar, “İşçiyiz, işçilik haklarımızı istiyoruz” diyor.

DEVLET GÜVENCESİZLİĞE İTİYOR

Gülsüm Coşkun ve Emel Sefa’nın “kadınlara iş sağlanıyor” şeklinde propagandası yapılan kredilere de itirazları var. Valilikler ve çeşitli vakıflar tarafından verilen bu kredilerin, kadınları güvencesiz çalışmaya hapsettiğine dikkat çekiyorlar ve “Devlet eliyle güvencesiz çalışmaya itiliyoruz” diyorlar. Coşkun, çok önemli bir soru soruyor, “Şimdi diyelim ki sağlıklıyız, çalışıyoruz, peki yaşlanınca ne olacak bize?” Onlar bu nedenle, emeklilik ve sağlık sigortası hakkı içeren bir sosyal güvence istiyorlar. Propagandasının yapıldığı gibi Genel Sağlık Sigortası Yasası’yla birlikte bu hakkın kendilerine verilmediğini belirterek, söz konusu yasal düzenlemenin de iptalini istiyorlar.

0 yorum:

Yorum Gönder

Hakaret küfür vb yorumlarınız olursa savcılığa başvurulucaktır