28 Şub 2011

'Kadın koruma programları oluşturulsun'


ANKARA - Resmi rakamlara göre Türkiye’de her gün ortalama 5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Son yıllarda artış gösteren kadın cinayetleri cins kırımı boyutuna ulaştı. İstanbul Feminist Kolektif’in şiddete karşı kadın koruma programları oluşturulmasını talep etti.

Mahkemeler, karakollar, yasalar koruyamadığı için öldürülen kadınların ortak özelliği şiddet gördükleri eşlerinden ya da sevgililerinden ayrılmak istemeleri ya da ayrılmış olmaları, öldürenlerin ortak özelliği ise sadece erkek olmaları.

Kadınları katleden erkeklere uygulanan “haksız tahrik indirimi”, nüfus dikkate alındığında 5000 civarında olması gereken sığınma evinin sayısının 50’yi bulmaması ve çıkarılan koruma amaçlı yasaların neredeyse hiç uygulanamaması bu tablonun başlıca sorumluları.

Artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek için 2010 yılının sonunda Mor Çatı, Sosyalist Feminist Kolektif, Amargi, Filmmor, KADAV ve bağımsız feministlerce oluşturulan İstanbul Feminist Kolektif tarafından “Kadın Cinayetlerine İsyandayız” kampanyası başlatıldı.

Kampanya ile Türkiye’nin karşı karşıya olduğu acı bilanço çarpıcı bir şekilde gözler önüne serildi, ama hızla alınabilecek önlemler yine alınmayınca katledilen kadınların arasına yenileri katıldı.

İstanbul Feminist Kolektif’in bu cinayetlerin durdurulabilmesi için sıraladığı taleplerinin başında kadın-erkek eşitliğinin tartışılmaya açılmaksızın hayata geçirilmesi var.

Kolektif, kadın cinayeti haberlerinin 3. sayfalarda “kıskançlık-aşk-namus cinayeti” gibi yakıştırmalarla katillerin beyanı esas alınarak, olayı sıradanlaştıran, meşrulaştıran bir dille yer almasına karşı iç mekanizmaların devreye girmesini istiyor.

Kolektif, şiddet gören, tehdit edilen kadınların karakol, adliye, jandarma kapılarından ‘aile meselesi’ denilerek geri gönderilmemesini talep ediyor.

Sığınma evlerinin sayısı 38’den acilen 3800’e, kısa sürede her 7 bin 500 kişilik nüfusa bir sığınma evi düşecek sayıya getirilmesini isteyen kolektif, şiddet tehlikesi altında yaşayan kadınların hemen başvuracağı kadın danışma merkezleri açılmasını da gündeme getiriyor.
Can güvenliği nedeniyle kent değiştirmek gerekiyorsa kadınların yeni bir kentte yeni bir kimlikle barınma ve geçinme sorunlarının çözülmesi, çocuklarının eğitime devam etmesinin sağlanmasını da isteyen Kolektif, tanık koruma programında olduğu gibi şiddete karşı kadın koruma programları oluşturulması talep ediliyor.

7 AYDA 478 KADIN TECAVÜZE UĞRADI

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın bilgilerine göre 2010 yılının ilk 7 ayında kadına karşı işlenen suçlarda büyük artış yaşandığını ortaya koyuyor. Cinayetleri işleyen erkeklerin yüzde 45’i ifadelerinde, “aldatıldığını” iddia ederek kendisini savunuyor. Yine 2010’un ilk 7 ayında 478 kadın tecavüze uğrarken, 722 kadın taciz edildi. Aile içi şiddet kapsamında 6 bin 423 kadın şiddete maruz kalarak hastanelik oldu.

YÜZDE 30 ARTIŞ

Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış yaşandı. 2006’da 528, 2007’de 473, 2008’de 577 ve 2009’da 652 kadın tecavüze uğrarken 2006’da 489, 2007’de 540, 2008’de 589, 2009’da 624 cinsel taciz olayı meydana geldi. 2005-2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırıdan mağdur oldu. Mağdur kadınların yüzde 40’ının korktukları için şikâyetçi olmadıkları tahmin ediliyor. Bu açıdan istatistikler gerçek rakamların ancak yarısını ortaya koyabiliyor.

ANF NEWS AGENCY

0 yorum:

Yorum Gönder

Hakaret küfür vb yorumlarınız olursa savcılığa başvurulucaktır