15 Mar 2011

Kisanak: Basbakan'in durumu yavuz hirsiz misali


BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Erdoğan’ın BDP’ye yönelik suçlamalarına ve tehditle oy aldıklarına ilişkin sözlerine “Başbakan’ın durumu yavuz hırsız misali. Hem hırsızlık yapıp hem evsahibini suçlu çıkarıyor. Kim kimi tehdit ediyor sayın Başbakan” karşılığını verdi.

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak, grup toplantısına katılan slikozis hastalarının durumuna dikkat çekerek, "Tarihe karışması gereken bu hastalığın hala yaşanıyor olması Türkiye açısından utanılacak bir durumdur. Dünyada artık geri kalmış finans kapitalin en son sömürü çarklarının uyguladığı bir kaç Asya ve Avrupa ülkesi dışında hiçbir ülkede kotlara kumlama işçiliği yapan ülke kalmadı. Bir tek Türkiye'de var. İktidarın bu duruma karşı tutumu vahimdir. Başbakan 8 yıldır iktidarız diyor; ama bu ülkede hala bu işletmeleri kapatmayan bir iktidar anlayışı var " dedi.

Kışanak, ayrıca İbrahim Tatlıses'e yönelik yapılan saldırıyı bir kez daha kınayarak, Tatlıses'in kısa zamanda iyileşmesini temenni ettiklerini belirtti.

Japonya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketine değinen Kışanak, Nükleer Santraller konusunda dünyanın büyük bir felaketin eşiğinde olduğuna dikkat çekti. Kışanak, ayrıca Türkiye'nin de Nükleer Enerji sevdasından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye yenilenebilir enerji konusunda geniş kaynaklara sahiptir. Artık Nükleer Enerji peşinde koşmamalıdır" dedi. Mart ayının direniş ayı olduğunu belirten Kışanak, "Tarihe baktığımızda Mart ayı ezilenlerin, zulme baş kaldırdığı bir ay olmuştur. Her sene 8 Mart'ta başlayan bu direniş ruhu 21 Mart Newroz ile finalini yapan bir aydır" dedi.

BAŞBAKANIN AKLINDA SADECE İKTİDAR VAR

Türkiye'de dünyanın birçok ülkesinden çok daha güçlü 8 Mart kutlamaları yapıldığını kaydeden Kışanak, "Kadın katliamlarına karşı örgütlü mücadelenin önemini vurguladık. Ama ne yazık ki; 3 gün içinde yine kadın cinayetleri yaşandı. Başbakan neredeyse bu kadın cinayetlerine 'hükümete bir komplodur' diyecek kadar ileri gitti. Başbakan insaf ölümün abartısı olur mu? Başbakan'ın aklında sadece ve sadece iktidar var. Kadın cinayetlerinin artmadığını söyleyen bir Kadından Sorumlu Bakan var bu ülkede. Sayın Başbakan, kadın ve erkek farklıdır; ama farklı olmak eşit olmamak anlamına geliyorsa bu ayrımcılıktır, ırkçılıktır. Bundan feyz alan erkek anlayışı da kadınları katleder. Başbakan'ın bu sözünden feyz alan açakılama yapan STK temsilcileri çıktı. Başbakan bundan utanmalıdır" diye konuştu.

Mart ayında yapılan katliamlar ile Türkiye'nin hesaplaşamadığını belirten Kışanak, katliamların derin devlet eliyle yapıldığını ve aynı şekilde derin devlet eliyle kapatıldığını söyledi. Kışanak, "16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesi önünde öğrencilerin üzerine bomba atılarak 7 öğrenci katledildi. Derin devlet eliyle işlenen bu cinayetler derin devlet eliyle hasır edildi ve zaman aşımına uğradı. Bizler bu katliamları unutmadık unutmayacağız. Yine derin devletin karanlık güçleri 12 Mart 1995'te Gazi Mahallesi'nde iş başındaydı. 17 yurttaşımız yaşamını yitirdi, onlarca insan yaralandı. Bu karanlık olayda aydınlatılmadı" dedi. Kışanak, katliamlarda yaşamını yitirenleri saygıyla andıkların ve bu katliamları aydınlatmanın boyunlarının borcu olduğunu söyledi.

KOMİSYON KURULMADAN DERİN DEVLETLE HESAPLAŞMA SAFSATA

AKP iktidarının bu katliamların açığa çıkarılması için parmağını kımıldatmadığını kaydeden Kışanak, Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulmasını istedi. Kışanak, verdikleri önergelerin AKP'nin oyları ile reddedildiğini hatırlatarak, "Başbakan şunu çok iyi bilmeli; bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmadan derin devlet ile hesaplaşma sözü bir safsata olarak kalmaktadır. Bu komisyonun kurulmasını engellediğiniz sürece, siz başka hesaplar peşindesiniz demektir" dedi.

Halepçe Katliamı'nın Kürtlerin toplumsal tarihide silinmeyecek izler bıraktığını kaydeden Kışanak, "Binlerce insan bu süreçte Türkiye'ye geldi. Bu süreç Kürt sorunu açısından bir kırılma oldu. Ama aradan yıllar geçti, Türkiye halkı olarak bu sorunun çözümü noktasında iradesini ortaya koyan bir durumda değiliz. Geçen yıl Hacettepe Üniversitesi'nde Halepçe Katliamı'nı protesto eden öğrencilere soruşturma açıldı ve orada katliama 'sözde' denildi. Hala bu yapılıyorsa o katliamı yapanlar ile buna 'sözde' diyenlerin zihniyeti arasına biz nasıl fark koyacağız. Bunun arkasındaki zihniyet bu ülkenin Kürt vatandaşlarına 'sözde' yurttaş diyen zihniyettir" dedi.

SURİYE İLE NEYİ ÇÖZECEKSİNİZ?
Mart ayının önemli bir diğer katliamının da 12 Mart 2005 tarihinde Suriye'nin Qamışlo kentinde Kürtlere yapılan katliam olduğunun altını çizen Kışanak, Türkiye'nin Kürt sorunun çözümü noktasında Suriye ile işbirliği yapmaya çalışmasını da eleştirdi. Kışanak, Suriye'nin hala Kürtleri vatandaş olarak tanımadığını belirterek, "Türkiye Kürt sorununu çözmek için işbirliği yapıyor. Bu zihniyet ile neyi çözeceksiniz" dedi. Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın Ortadoğu devlet başkanlarını akıl verdiğini, ancak dönüp kendisine bakmadığını kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın liderler toplantısında söylediği, "Toplumun taleplerine duyarsız kalan liderler er ya da geç yenilgiye uğrayacaktır" sözlerini hatırlatan Kışanak, "Bu sözleri söyleyen Başbakan aynaya baksa, Türkiye'ye baksa bu söylediği sözlerin tam da kendisine söylenmesi gereken sözler olduğunu görür. Bu Başbakan Almanya'da anadilde eğitimi savunuyor. Gazze'de çocuklar için ağlıyor. İş Türkiye'ye gelince bunların tersini yapıyor. Kürtlerde anadilde eğitime 'bölücülük' diyor. Halkın seçilmişlerini tutukluyor. Kürt çocuklarına yönelik katliamlara gözünü kulağını kapatıyor. Ondan sonrada başkalarına akıl veriyorsun" dedi.

BAŞBAKAN ‘YAVUZ HIRSIZ’ MİSALİ

Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta yaptığı grup toplantısında BDP'ye yüklendiğini hatırlatan Kışanak, şunları söyledi: "Başbakan konuşmalarında BDP'yi 'terörist' ilan ediyor. İsrail'e seçilmişlere 'terörist' diyemezsin diyor. Orada Hamas'a oy veren halk da bize oy veren nedir. Sen bu kadar mı ırkçısın? Bu halkın karşısına nasıl çıkacaksın" dedi. Başbakan'ın kendilerine hitaben "İşte sandık geliyor kimseyi tehdit etme" dediğini hatırlatan Kışanak, ‘Başbakan’ın durumu yavuz hırsız misali. Hem hırsızlık yapıp hem ev sahibini suçlu çıkarıyor. Kim kimi tehdit ediyor sayın Başbakan’’ dedi.

Başbakan'a, 29 Mart yerel seçimleri sonrası BDP'ye yönelik gerçekleştirilen operasyonların tehdit olup olmadığı sorusunu yönelten Kışanak, "Öyle bedava boş lafla tehdit olmaz. Çık ortaya örnek ver. Kimi tehdit ettik. Referandum da korucuların sandık başında nasıl terör estirdiğine hepimiz tanık oldu. Bölgede 2 bin tane karakol var. Halkın tepesinde binlerce asker var. Başbakan bunlar ne yapıyorlar. Senin emir ve komutan altında değiller mi? Başbakan'ın bu kadar açıkça yalan söylemesi kendisine de yakışmıyor. Başbakan yalanla oy alınmıyor" dedi.

BDP'li milletvekillileri hakkında 632 fezleke hazırlandığını belirten Kışanak, "Daha bir kaç gün önce Yüksekova'da 15 yöneticimiz tutuklandı, bunlar tehdit değil mi? Bizi örgütsüz bırakarak, seçime hazırlanmayacağımızı mı zannediyorsun. Bu bir halk hareketi, hepimizi tutuklasan da gözaltına alsan da bu halk oradan kendi iradesini çıkaracak. Sana teslim olmayacak" dedi.

'ÖZEL HARP DAİRESİNİN YAPTIĞINI ŞİMDİ AKP MEDYASI YAPIYOR’

Başbakan'a seçim barajını indirme çağrısı yapan Kışanak, şunları ifade etti: "Başbakan çağrımız var. Seçim barajını indir. Kenan Evren'in barajına sığınma, tutuklanan siyasetçileri serbest bırak. Terörle mücadele yasasını kaldır. İkiyüzlü siyaseti ve kara propagandayı bırak, 90'lı yıllarda Özel Harp Dairesi'nin yürüttüğü psikolojik savaşı, şu anda AKP medyası yapıyor."

Türkiye'de uygulanan seçim sisteminin siyasi partiler için eşit koşullar içermediğinin altını çizen Kışanak, "Seçime demokratik ve eşit koşullarda gidelim, görelim o zaman sen kaç gramsın. Bir taraftan baraja sığınacaksın, bir taraftan 186 milyon TL hazineden para alacaksın ondan sonrada bunun adına adil seçim diyeceksin. Bu sadece resmi olarak aldıklarım. AKP, CHP, MHP hazine partisidir. Devlet partisidir. Hazineden palazlanan partilerdir. Dünyanın hiçbir yerinde bu yok. Ya tüm partilere yardım yaparsın ya da kendine ayrımcılık yapmazsın. Halkın paralarıyla kendisine ayrımcılık yapan bir Başbakan'dan eşitlik ve adalet içinde bir seçim yarışı beklenemez. Ama biz bunlara rağmen beş parasız da olsak halkımızın fedakarlığı ile o seçim barajını anlamsız kılacağız. 12 Haziranda öyle güçlü bir sonuç alacağız ki; başbakan kaç gram olduğunu görecek" dedi.

Kışanak, Demokrasinin olmadığı bir Cumhuriyetin kendisini yaşatamayacağını belirterek, Cumhuriyet ile demokrasinin buluşma zamanının geldiğinin söyledi. Kürt sorunun çözümünün Demokratik Cumhuriyet ile olacağının vurgulayan Kışanak, "1911-1925 yılları arasında yaşananları bilirsek bu gün yeniden aynı yanlışları yapmayız. O süreçte yapılan yanlışlar 85 yıl kaybettirdi. Bunları bilerek bu güne bakmak ve Demokratik Cumhuriyeti oluştururken, bu hataları yeniden yapmamak gerekir" dedi.

'NEWROZ KENDİ MİSYONUNU OYNAMALI'

Newroz hazırlıklarını 138 merkezde yaptıklarını belirten Kışanak, halka Newroz etkinliklerine katılım çağırısı yaparak şunları söyledi: "Newroz kutlamaları sürece uygun şekilde görkemli kutlanacaktır. Her yerde halkımız bu günden bu kutlamalara hazırlanıyor. Herkes kendisine kıyafetler diktiriyor. Çünkü bu Newroz her bayram kadar önemli ama bir farkı var. Tarihsel süreç nedeniyle Newroz kendi misyonunu oynamalıdır. Kürt sorunun demokratik çözümü noktasında halkın iradesi açığa çıkmalıdır. Bu Newroz da temel sloganımız 'onurlu bir yaşam için ya özgürlük ya özgürlük' olacak. Newroz, Mazlum Doğan'ın zalimlere karşı özgürlük ateşini yaktığı gündür. 92'de Cizre'de Nusaybin'de üzerine ateş açılarak katledilen onlarca Kürt yurttaşı andığımız bir gündür. Newroz şehitlerini saygıyla anıyoruz."

Kışanak, konuşmasının sonunda Kürtçe, "Newroza me pîroz be" diyerek Newroz'u kutladı.

ANF NEWS AGENCY

0 yorum:

Yorum Gönder

Hakaret küfür vb yorumlarınız olursa savcılığa başvurulucaktır