Kışanak: AKP'nin sadece iki seçeneği var
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, AKP'nin 90'lı yılların tekçi inkarcı zihniyetin mirasını devraldığını belirterek, bugün hükümetin sadece iki seçeneği olduğunu söyledi: Ya diyalog yoluyla çözüm, ya da halka düşmanlığa devam ederek yenilgi.
BDP Adana İl Örgütü'nün Güneş Restorant'ta verdiği dayanışma yemeğine, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, BDP Adana milletvekili Murat Bozlak ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. Açılış konuşmasını yapan BDP Adana İl Başkanı Seyfetin Aydemir, DÖKH'ün Mersin'de gerçekleştirdiği "Öcalan'a özgürlük ve Siyasi Soykırıma son" mitinginde polisin gerçekleştirdiği saldırıyı ve bu süreçte sarı, yeşil ve kırmızı renklere tahammül edemeyen zihniyeti kınadı. BDP Eş Genel Başkanı Kışanak ise, Kürtlerin mücadelesi ve gücünün, halkın öz gücünden geldiğini belirterek, "Bu mücadele halkın öz gücüyle yürütülen, halkın dayanışmasıyla ve ortak mücadelesiyle yeni değerler yaratarak her geçen gün kendini büyüten bir mücadeledir" dedi. Diğer partilerin gücünü hazineden aldığı trilyonlara, büyük sermayedarlara, holdinglere ve halkın emeğini sömüren rant kaynaklarına dayandıran Kışanak, "Biz halkımızın öz gücüne dayanarak, dayanışma ruhuyla birlikte olmanın güzelliğini yaşayarak bugüne kadar bu mücadeleyi getirdik. Bu mücadele hepimizin alın teridir, emeğidir. Bizi büyütecek olan da budur. Eğer biz paylaşmayı bilirsek, paylaşarak çoğalmayı bilirsek, varımızı yoğumuzu paylaşırsak bizim önümüzde duracak hiçbir faşizan yönetim yoktur" şeklinde konuştu. Dünyanın en büyük diktatörlerinin, en barbar ve faşizan yönetimlerinin halkların mücadelesi karşısında yenildiğini kaydeden Kışanak, "Bu halkın mücadelesi kendisini özgür yarınlara taşıyacak kadar gücü temel dayanaklara sahiptir" dedi.
12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE BU KADAR TUTUKLAMA OLMADI
Tutuklanan avukatlara, akademisyenlere, öğrencilere, siyasetçilere ve gazetecilere dikkat çeken Kışanak, "Bugün AKP faşizmi 12 Eylül darbesinin mirasını devralmıştır, 90'lı yılların tekçi inkarcı zihniyetin mirasını devralmıştır, Tansu Çiller'in, Doğan Güneşi'n topyekün savaş konseptini devralmıştır. Onların senelerdir başaramadıklarını bu defa da AKP faşizmiyle bir kere daha denemeye cüret ettiler. Şu anda karşımızdaki yönetim anlayışı, tüm direniş odaklarını yok etme, tasfiye etme ve direnen tüm halkı teslim almaya yönelik faşizan otoriter bir yönetimdir" şeklinde konuştu.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu gazeteci sayısında Türkiye'nin rekor kırdığını belirten Kışanak, yüzün üzerinde gazetecinin tutuklu olduğunu ifade etti. Bu kadar çok sayıda avukatın tutuklu olduğu başka bir ülke olmadığını kaydeden Kışanak, "12 Eylül döneminde bile bu kadar avukat tutuklanmamıştır. Bir ülkede düşünce özgürlüğü yoksa, insanlar istedikleri gibi düşünüyor ve örgütlenmiyorsa o ülkede demokrasiden söz edilemez. Düşünceye karşı işlenen suçlar da insanlık suçu kapsamındadır" dedi.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ AKP FAŞİZMİNİN YENİLECEĞİ BİR SÜREÇTİR
AKP Hükümeti'nin Uludere'de sivil savunmasız insanları katledecek kadar pervasızlaştığını kaydeden Kışanak, "AKP faşizmini geri attırabilmek için elimizde olan tek silahımız, halkın direnme ve örgütlenme gücüdür. Bu nedenle hep beraber, onlar ne kadar çok tutuklasalar da, bizleri ceza tehditleri ile davamızdan vazgeçireceklerini zannetseler de biz her geçen gün daha fazla örgütle ve direnişle karşılarına çıkacağız" ifadesinde bulundu. AKP'nin kirli propaganda ve psikolojik savaş yürüttüğünü belirten Kışanak, AKP'nin gerçekleri gizlemek ve karanlıkta bırakmak için özgür basına da büyük bir saldırı yürüttüğünü kaydederek, "Roj TV'yi devletin bütün olanaklarını kullanarak susturmaya çalıştılar. Çünkü AKP yalandan medet umuyor ve gerçeklerden korkuyor. Onlar tutukladıkça bu halkın mücadelesi büyüdü. Önümüzdeki süreç, halkımızın dirençli, kararlı, örgütlü bir şekilde AKP faşizmini yeneceği bir süreçtir. Kendimizden başka hiçbir şeye güvenmiyoruz. Öz gücümüze güveniyoruz, biz halkız. 21. Yüzyılda diliyle, kültürüyle, kimliğiyle onurlu bir şekil de yaşamak istiyoruz. Bu hakkı bizim elimizden almaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir" şeklinde konuştu.
BİZİM TEK SEÇENEĞİMİZ DİRENMEK
Kürt halkının ülkedeki kanın durması için çözüm projeleri sunduğunu aktaran Kışanak, "Sayın Öcalan'ın yol haritası, çözüm protokolleri henüz masada duruyor. Bu proje ve protokoller barışın güvencesidir. AKP Hükümeti'ne yeniden sesleniyoruz, Kürt halkının tercihi, politikası, çizgisi ve çözüm önerisi nettir. Çözümün adresi ve muhatabı Sayın Öcalan'dır. Bu sorunun Kürt halkına karşı savaşarak yapmayı düşünüyorsa, düşmanlık yapmak istiyorsa yenilmekten başka bir şansı yoktur. Biz onlara ikinci bir seçenek sunuyoruz. Konuşarak, diyalog kurarak çözelim diyoruz. Kürt halkı için her koşulda çözüm masanın üzerindedir. Sayın Öcalan'a karşı altı aydır katı bir rehine politikası uygulanmaktadır. Bu ülkede akan kanı durdurmak AKP'nin elinde olan bir tercihtir. AKP isterse değişecek, isterse de bu halka düşmanlık ederek yenilecektir. Bizim tek seçeneğimiz var, bu zulme karşı direnmek. Kimse böyle onurlu ve direniş tarihi olan bir halka teslimiyeti seçenek olarak sunamaz" dedi.
ANF NEWS AGENCY
BDP Adana İl Örgütü'nün Güneş Restorant'ta verdiği dayanışma yemeğine, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, BDP Adana milletvekili Murat Bozlak ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. Açılış konuşmasını yapan BDP Adana İl Başkanı Seyfetin Aydemir, DÖKH'ün Mersin'de gerçekleştirdiği "Öcalan'a özgürlük ve Siyasi Soykırıma son" mitinginde polisin gerçekleştirdiği saldırıyı ve bu süreçte sarı, yeşil ve kırmızı renklere tahammül edemeyen zihniyeti kınadı. BDP Eş Genel Başkanı Kışanak ise, Kürtlerin mücadelesi ve gücünün, halkın öz gücünden geldiğini belirterek, "Bu mücadele halkın öz gücüyle yürütülen, halkın dayanışmasıyla ve ortak mücadelesiyle yeni değerler yaratarak her geçen gün kendini büyüten bir mücadeledir" dedi. Diğer partilerin gücünü hazineden aldığı trilyonlara, büyük sermayedarlara, holdinglere ve halkın emeğini sömüren rant kaynaklarına dayandıran Kışanak, "Biz halkımızın öz gücüne dayanarak, dayanışma ruhuyla birlikte olmanın güzelliğini yaşayarak bugüne kadar bu mücadeleyi getirdik. Bu mücadele hepimizin alın teridir, emeğidir. Bizi büyütecek olan da budur. Eğer biz paylaşmayı bilirsek, paylaşarak çoğalmayı bilirsek, varımızı yoğumuzu paylaşırsak bizim önümüzde duracak hiçbir faşizan yönetim yoktur" şeklinde konuştu. Dünyanın en büyük diktatörlerinin, en barbar ve faşizan yönetimlerinin halkların mücadelesi karşısında yenildiğini kaydeden Kışanak, "Bu halkın mücadelesi kendisini özgür yarınlara taşıyacak kadar gücü temel dayanaklara sahiptir" dedi.
12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE BU KADAR TUTUKLAMA OLMADI
Tutuklanan avukatlara, akademisyenlere, öğrencilere, siyasetçilere ve gazetecilere dikkat çeken Kışanak, "Bugün AKP faşizmi 12 Eylül darbesinin mirasını devralmıştır, 90'lı yılların tekçi inkarcı zihniyetin mirasını devralmıştır, Tansu Çiller'in, Doğan Güneşi'n topyekün savaş konseptini devralmıştır. Onların senelerdir başaramadıklarını bu defa da AKP faşizmiyle bir kere daha denemeye cüret ettiler. Şu anda karşımızdaki yönetim anlayışı, tüm direniş odaklarını yok etme, tasfiye etme ve direnen tüm halkı teslim almaya yönelik faşizan otoriter bir yönetimdir" şeklinde konuştu.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu gazeteci sayısında Türkiye'nin rekor kırdığını belirten Kışanak, yüzün üzerinde gazetecinin tutuklu olduğunu ifade etti. Bu kadar çok sayıda avukatın tutuklu olduğu başka bir ülke olmadığını kaydeden Kışanak, "12 Eylül döneminde bile bu kadar avukat tutuklanmamıştır. Bir ülkede düşünce özgürlüğü yoksa, insanlar istedikleri gibi düşünüyor ve örgütlenmiyorsa o ülkede demokrasiden söz edilemez. Düşünceye karşı işlenen suçlar da insanlık suçu kapsamındadır" dedi.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ AKP FAŞİZMİNİN YENİLECEĞİ BİR SÜREÇTİR
AKP Hükümeti'nin Uludere'de sivil savunmasız insanları katledecek kadar pervasızlaştığını kaydeden Kışanak, "AKP faşizmini geri attırabilmek için elimizde olan tek silahımız, halkın direnme ve örgütlenme gücüdür. Bu nedenle hep beraber, onlar ne kadar çok tutuklasalar da, bizleri ceza tehditleri ile davamızdan vazgeçireceklerini zannetseler de biz her geçen gün daha fazla örgütle ve direnişle karşılarına çıkacağız" ifadesinde bulundu. AKP'nin kirli propaganda ve psikolojik savaş yürüttüğünü belirten Kışanak, AKP'nin gerçekleri gizlemek ve karanlıkta bırakmak için özgür basına da büyük bir saldırı yürüttüğünü kaydederek, "Roj TV'yi devletin bütün olanaklarını kullanarak susturmaya çalıştılar. Çünkü AKP yalandan medet umuyor ve gerçeklerden korkuyor. Onlar tutukladıkça bu halkın mücadelesi büyüdü. Önümüzdeki süreç, halkımızın dirençli, kararlı, örgütlü bir şekilde AKP faşizmini yeneceği bir süreçtir. Kendimizden başka hiçbir şeye güvenmiyoruz. Öz gücümüze güveniyoruz, biz halkız. 21. Yüzyılda diliyle, kültürüyle, kimliğiyle onurlu bir şekil de yaşamak istiyoruz. Bu hakkı bizim elimizden almaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir" şeklinde konuştu.
BİZİM TEK SEÇENEĞİMİZ DİRENMEK
Kürt halkının ülkedeki kanın durması için çözüm projeleri sunduğunu aktaran Kışanak, "Sayın Öcalan'ın yol haritası, çözüm protokolleri henüz masada duruyor. Bu proje ve protokoller barışın güvencesidir. AKP Hükümeti'ne yeniden sesleniyoruz, Kürt halkının tercihi, politikası, çizgisi ve çözüm önerisi nettir. Çözümün adresi ve muhatabı Sayın Öcalan'dır. Bu sorunun Kürt halkına karşı savaşarak yapmayı düşünüyorsa, düşmanlık yapmak istiyorsa yenilmekten başka bir şansı yoktur. Biz onlara ikinci bir seçenek sunuyoruz. Konuşarak, diyalog kurarak çözelim diyoruz. Kürt halkı için her koşulda çözüm masanın üzerindedir. Sayın Öcalan'a karşı altı aydır katı bir rehine politikası uygulanmaktadır. Bu ülkede akan kanı durdurmak AKP'nin elinde olan bir tercihtir. AKP isterse değişecek, isterse de bu halka düşmanlık ederek yenilecektir. Bizim tek seçeneğimiz var, bu zulme karşı direnmek. Kimse böyle onurlu ve direniş tarihi olan bir halka teslimiyeti seçenek olarak sunamaz" dedi.
ANF NEWS AGENCY
0 yorum:
Yorum Gönder
Hakaret küfür vb yorumlarınız olursa savcılığa başvurulucaktır