Kürt Hükümeti'nin Ankara ile Suriye planı
Bir seneden bu yana Suriye rejimine yapılacak müdahalenin yöntemi ve Esed rejiminin yıkılması durumunda kurulacak yeni yönetimin biçimi ve bölgeyi nasıl etkileyeceği tartışılıyor. Mevcut pozisyon ne göstericilerin Esad’ı yıkabileceği nede rejimin muhalefeti tasfiye edebileceği yönünde. Ancak farklı bir güç olarak Kürtler'in durumu Suriye ve bölge dengelerinde önemli bir yer işgal edecek gibi görünüyor.
Kürtler'in Suriye’de elde edeceği statü hem uluslararası hem de bölgesel güçlerin politikaları ve stratejilerini ciddi anlamda etkileyecektir. Onun için bölgesel değişimde Kürtler'in pozisyonu önemli. Bu yüzdenden konunun muhatabı hiç kimse Kürtler'e karşı kayıtsız kalamıyor.
Hafta başında Hewler’de Mesut Barzani’nin himayesinde Batı Kürdistanlı bazı muhalif Kürt örgütleri bir konferansta buluştular. Konferansa Avrupa, Rusya, Türkiye, bazı Arap ülkeleri ile Güney Kürdistan’da yaşayan Batı Kürdistanlı Kürtler katıldı. Bir anlamda konferansa, ağırlıklı olarak uzun yıllardır Güney Kürdistan’da yaşayan Batı Kürdistanlı Kürtler'in konferansı demek daha gerçekçi olur.
Konferans, liderliğini Ebdul Hekim Beşer’in yaptığı ‘Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê’nin etrafındaki bileşimden oluşuyordu. Sözkonusu oluşum 11 partiden oluşmasına karşın, bileşim içindeki partilerini çoğunun bir programı, tüzüğü ve bir meclisi oluşturacak kadar kadrolarının olmadığı biliniyor. Bu partilerin yarısından fazlası şu ana kadar tek bir kongre bile yapmış değil. Batı Kürdistan’da bir varlıkları yok. 60 yaşüzeri insanlardan oluşan bir bileşimden ibaret olduklarısöylenebilir.
Konferansın asli amacının, aslında bir medya çalışması ile BatıKürdistan’da kitlelerin etrafında örgütlendiği PYD’nin etkisini zayıflatmak olduğu açık.
Edinilen bilgilere göre, konferansın programı, organizasyonu, kimlerin katılıp katılmayacağı, verilecek mesajların hepsi Kürt hükümeti adına Fuat Hüseyin tarafından belirlendi. Konferansa, Mesut Barzani, Berham Salih, Federal Kürdistan Parlamento Başkanı Kemal Kerküki ile çok sayıda KDP yetkilisi katıldı.
Barzani’nin sözcüsü Fuat Hüseyin iki gün boyunca bizzat konferansın gidişatına yön verdi. Konferansa AKP Hükümeti'nin denetimindeİstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Kongresi’nde yer alan bazı Kürtler de katıldı.
SİNİRLİOĞLU İLE HEKİM BEŞER’İN DİKKAT ÇEKEN GÖRÜŞMESİ
Konferans öncesi Hewler merkezli yoğun bir diplomatik trafik yaşandı. Önce Suriye Ulusal Konsey Başkanı Burhan Galyon ile Türkiye’ye sığınan Özgür Suriye Ordusu’nun lideri Riyad Esed’le görüştü. Ardından Lübnan Kuvvetleri adlı grubun Lideri Semir Ca’ca 12 Ocak’ta Hewler’e gizli bir ziyaret gerçekleştirdi. Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê lideri Ebdul Hekim Beşer, Burhan Galyon ve Semir Ca’ca ile bazı Güneyli yetkililerle bir toplantı yaptı. 14 Ocak’ta ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu Güney Kürdistan’a geldi. Sinirlioğlu burada en üst düzeyde görüşmeler yaptı.
Bu toplantılarda Suriye’deki politikaların nasıl ortaklaşabileceği ve Kürdistan Hükümetinden ne tür destekler alınabileceğinin konuşulduğu Hewler kulislerinde dillendirildi.
Özellikle Sinirlioğlu’nun Hewler’de Ebdul Hekim Beşer ile görüşmesi dikkat çekici bulunuyor. Ancak bu görüşmede Galyo ve Ca’ca’nın olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi doğrulatılamıyor.
Sinirlioğlu’nun 14 Ocak görüşmesinden birkaç gün sonra gizli bir şekilde Hewler'e bir ziyaret daha gerçekleştirdiği söyleniyor. Bu görüşmelerden hemen sonra Burhan Galyon ile Ebdul Hekim Beşer birlikte İngiltere’ye, oradanda da Fransa’ya geçtiler. Nitekim Ebdul Hekim Beşer, Paris’ten gelerek Hewler’deki konferansa katıldı.
Böylesi yoğun bir diplomasi trafiğinden sonra konferans neden Hewler’de ve Fuat Hüseyin tarafından organize edildi? Neden Suriye’deki tüm partiler çağrılmadı? Konferansın amacı birlik değil de varolan birliği parçalamaya mı yönelik? Soruları gündeme geldi.
Konferansıorganize eden Fuat Hüseyin, Suriye’de ki tüm parti ve tanınan şahsiyetlere resmi davetiye gönderebilirdi. Kendileri basına yapmış oldukları açıklamada PYD ve başka dört partinin de dahil oldukları “Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan”inisiyatifinin de çağrıldığını fakat onların gitmediğini dile getirdi.
ORTAK PROTOKOL İMZALANDI
Buna karşın ulaşmış olduğumuz Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan yetkilileri, “Doğru bize konferansa katılabilirsiniz dediler. Fakat herhangi bir resmi davetiye göndermediler. Yine kendi resmi adınıza değil bir aydın ya da yazar gibi katılabilirsiniz. Bununda kabul edilebilecek hiçbir yanı yoktur. Çünkü bizler şaysiyet değil burada ki halkın yüzde sekseninden fazlasınıtemsil ediyoruz’’ dediler.
Oysaki bundan on gün önce Suriye’de Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan inisiyatifi ile Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê arasında bir görüşme oldu ve taraflar bazı noktalarda ortak bir protokol imzaladılar. On gün önce ortak bir protokolde anlaşmış olan bu inisiyatifler ne oldu da bu konferansta ayrı düştüler? Bu konferans yeni bir yol haritasının belirlenmesi için miydi? Türkiye ile birlikte üzerinde anlaşmış oldukları stratejinin Batı Kürdistan halkına dayatılması mıydı?
Bunları şimdiden kestirmek zor, ancak konferans önce yürütülen diplomasi trafiği ve görüşmelerde yer alan şahsiyetler ister istemez bu tür soruları gündeme getiriyor. Mesut Barzani bu konferansta yaptığı konuşmada, dört parçada ki örgütlerin ve şahsiyetlerin bir araya gelebileceği bir ulusal konferansın bu yıl içinde gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Madem ki Barzan’in dört parçada böyle bir konferans düşünüyor, o zaman neden bizzat kendilerinin organize ettiği bu konferansta tüm Batı Kürdistanlı parti ve inisiyatiflere davetiye göndermediler. Dört parçada bir birliğin sağlanabilmesi için önce parçaların kendi içindeki birliği sağlaması gerekmiyor mu? Parçalar kendi içinde birlik sağlamadan dört parçada birliği sağlamak mümkün mü?
ANF NEWS AGENCY
Kürtler'in Suriye’de elde edeceği statü hem uluslararası hem de bölgesel güçlerin politikaları ve stratejilerini ciddi anlamda etkileyecektir. Onun için bölgesel değişimde Kürtler'in pozisyonu önemli. Bu yüzdenden konunun muhatabı hiç kimse Kürtler'e karşı kayıtsız kalamıyor.
Hafta başında Hewler’de Mesut Barzani’nin himayesinde Batı Kürdistanlı bazı muhalif Kürt örgütleri bir konferansta buluştular. Konferansa Avrupa, Rusya, Türkiye, bazı Arap ülkeleri ile Güney Kürdistan’da yaşayan Batı Kürdistanlı Kürtler katıldı. Bir anlamda konferansa, ağırlıklı olarak uzun yıllardır Güney Kürdistan’da yaşayan Batı Kürdistanlı Kürtler'in konferansı demek daha gerçekçi olur.
Konferans, liderliğini Ebdul Hekim Beşer’in yaptığı ‘Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê’nin etrafındaki bileşimden oluşuyordu. Sözkonusu oluşum 11 partiden oluşmasına karşın, bileşim içindeki partilerini çoğunun bir programı, tüzüğü ve bir meclisi oluşturacak kadar kadrolarının olmadığı biliniyor. Bu partilerin yarısından fazlası şu ana kadar tek bir kongre bile yapmış değil. Batı Kürdistan’da bir varlıkları yok. 60 yaşüzeri insanlardan oluşan bir bileşimden ibaret olduklarısöylenebilir.
Konferansın asli amacının, aslında bir medya çalışması ile BatıKürdistan’da kitlelerin etrafında örgütlendiği PYD’nin etkisini zayıflatmak olduğu açık.
Edinilen bilgilere göre, konferansın programı, organizasyonu, kimlerin katılıp katılmayacağı, verilecek mesajların hepsi Kürt hükümeti adına Fuat Hüseyin tarafından belirlendi. Konferansa, Mesut Barzani, Berham Salih, Federal Kürdistan Parlamento Başkanı Kemal Kerküki ile çok sayıda KDP yetkilisi katıldı.
Barzani’nin sözcüsü Fuat Hüseyin iki gün boyunca bizzat konferansın gidişatına yön verdi. Konferansa AKP Hükümeti'nin denetimindeİstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Kongresi’nde yer alan bazı Kürtler de katıldı.
SİNİRLİOĞLU İLE HEKİM BEŞER’İN DİKKAT ÇEKEN GÖRÜŞMESİ
Konferans öncesi Hewler merkezli yoğun bir diplomatik trafik yaşandı. Önce Suriye Ulusal Konsey Başkanı Burhan Galyon ile Türkiye’ye sığınan Özgür Suriye Ordusu’nun lideri Riyad Esed’le görüştü. Ardından Lübnan Kuvvetleri adlı grubun Lideri Semir Ca’ca 12 Ocak’ta Hewler’e gizli bir ziyaret gerçekleştirdi. Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê lideri Ebdul Hekim Beşer, Burhan Galyon ve Semir Ca’ca ile bazı Güneyli yetkililerle bir toplantı yaptı. 14 Ocak’ta ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu Güney Kürdistan’a geldi. Sinirlioğlu burada en üst düzeyde görüşmeler yaptı.
Bu toplantılarda Suriye’deki politikaların nasıl ortaklaşabileceği ve Kürdistan Hükümetinden ne tür destekler alınabileceğinin konuşulduğu Hewler kulislerinde dillendirildi.
Özellikle Sinirlioğlu’nun Hewler’de Ebdul Hekim Beşer ile görüşmesi dikkat çekici bulunuyor. Ancak bu görüşmede Galyo ve Ca’ca’nın olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi doğrulatılamıyor.
Sinirlioğlu’nun 14 Ocak görüşmesinden birkaç gün sonra gizli bir şekilde Hewler'e bir ziyaret daha gerçekleştirdiği söyleniyor. Bu görüşmelerden hemen sonra Burhan Galyon ile Ebdul Hekim Beşer birlikte İngiltere’ye, oradanda da Fransa’ya geçtiler. Nitekim Ebdul Hekim Beşer, Paris’ten gelerek Hewler’deki konferansa katıldı.
Böylesi yoğun bir diplomasi trafiğinden sonra konferans neden Hewler’de ve Fuat Hüseyin tarafından organize edildi? Neden Suriye’deki tüm partiler çağrılmadı? Konferansın amacı birlik değil de varolan birliği parçalamaya mı yönelik? Soruları gündeme geldi.
Konferansıorganize eden Fuat Hüseyin, Suriye’de ki tüm parti ve tanınan şahsiyetlere resmi davetiye gönderebilirdi. Kendileri basına yapmış oldukları açıklamada PYD ve başka dört partinin de dahil oldukları “Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan”inisiyatifinin de çağrıldığını fakat onların gitmediğini dile getirdi.
ORTAK PROTOKOL İMZALANDI
Buna karşın ulaşmış olduğumuz Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan yetkilileri, “Doğru bize konferansa katılabilirsiniz dediler. Fakat herhangi bir resmi davetiye göndermediler. Yine kendi resmi adınıza değil bir aydın ya da yazar gibi katılabilirsiniz. Bununda kabul edilebilecek hiçbir yanı yoktur. Çünkü bizler şaysiyet değil burada ki halkın yüzde sekseninden fazlasınıtemsil ediyoruz’’ dediler.
Oysaki bundan on gün önce Suriye’de Encumeni Gelê Rojavayê Kûrdistan inisiyatifi ile Encümeni Niştimani ya Kurdi Suryê arasında bir görüşme oldu ve taraflar bazı noktalarda ortak bir protokol imzaladılar. On gün önce ortak bir protokolde anlaşmış olan bu inisiyatifler ne oldu da bu konferansta ayrı düştüler? Bu konferans yeni bir yol haritasının belirlenmesi için miydi? Türkiye ile birlikte üzerinde anlaşmış oldukları stratejinin Batı Kürdistan halkına dayatılması mıydı?
Bunları şimdiden kestirmek zor, ancak konferans önce yürütülen diplomasi trafiği ve görüşmelerde yer alan şahsiyetler ister istemez bu tür soruları gündeme getiriyor. Mesut Barzani bu konferansta yaptığı konuşmada, dört parçada ki örgütlerin ve şahsiyetlerin bir araya gelebileceği bir ulusal konferansın bu yıl içinde gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Madem ki Barzan’in dört parçada böyle bir konferans düşünüyor, o zaman neden bizzat kendilerinin organize ettiği bu konferansta tüm Batı Kürdistanlı parti ve inisiyatiflere davetiye göndermediler. Dört parçada bir birliğin sağlanabilmesi için önce parçaların kendi içindeki birliği sağlaması gerekmiyor mu? Parçalar kendi içinde birlik sağlamadan dört parçada birliği sağlamak mümkün mü?
ANF NEWS AGENCY
0 yorum:
Yorum Gönder
Hakaret küfür vb yorumlarınız olursa savcılığa başvurulucaktır